Kanser psikolojisi ve tedavisinde psikolojik desteğin önemi

Günümüzde Kanser, Kalp – Damar hastalıklarından sora, hastalık nedeniyle ölümlerde ikinci sırayı tutan bir baş belasıdır.Ölümle sonuçlanan kanser hastalığı vakaları dünya sıralamasında kalp – damar hastalıklarından sonra ikinci sırada geliyor.Buna rağmen ilk tanıda kalp – damar rahatsızlığı teşhisi konulan bir hasta ile herhangi bir kanser tanısı konulan hastanın dışa vurumu arasında çok ciddi boyutlarda farklılık gözlenmektedir.Kalp – damar rahatsızlığı ya da en az onun kadar tehlikeli olan obezite tanısı ile karşılaşan hastalar, kanser tanısı konan hastalara oranla çok daha sıradan davranışlar gösteriyor.

Sağlık haberleri konusunda yoğunlaşan kitle iletişimcileri bu hastalık üzerine korku senaryoları yerine hastalığa hiç yakalanmama tedbirleri, korunma yolları, beslenme alışkanlıkları ve bir şekilde hastalık tanısı alanların yapmaları gereken doğru şeyler üzerinde yoğunlaşmalı.

kanser psikolojisiKanser tedavisinde psikolojik desteğin yeri ve önemi

İyileşmiş olan hastaların tanıklıkları, uzmanların anlattıkları ve tedavi sürecinde psikolojik desteğin tedavide diğer protokoller kadar önem arz ettiğini gösteriyor. Prof. Dr. Erkan Topuz hastalığa karşı psikolojik yaklaşımın hastalığın tedavisinde önemli bir yere sahip olduğunu söylüyor.Topuz’a göre inanç bağışıklık sistemini güçlendiriyor.Yapılan çalışmalar göstermiştir ki bağışıklık sistemi güçlü olan kazanır.Tanrı öyle yaratmıştır ki kanser tedavisinde en önemli şey; İnanç, doktora güvenmek ve aile sevgisi ile dayanışmadır. Bunlar hastayı moralli tutar.

Kanser hastasını psikolojik olarak hazırlamanın önemlidir

Tedavinin uzun süreceği, bazı etkilerinin olacağı, ancak tedavinin mümkün olduğu vurgusu kesinlikle yapılmalıdır. Hasta, ailesinde bir tereddüt, kaygı hissederse ruhsal açıdan içinden daha çıkılmaz bir hale girecektir. Buna dikkat edilmelidir. Bu durumla baş etmek için hastanın ilaçların yan etkileri konusunda önceden bilgilendirme yapılarak psikolojik olarak hazırlanması  faydalı olacaktır. Özellikle benzer hastalığın üstesinden gelmiş insanların öyküleri hastaya ne kadar doğru iletilirse onunda direnci o kadar artacak ve tedavinin en önemli parçasını oluşturan hastalığı yenme inancı pekişecek ve psikolojik travmalar en aza indirilmiş olacaktır. 

Kansere uyumu etkileyen faktörler

Toplumsal faktörler

İletişimde açıklığa karşı gizlilik. Tedavi opsiyonları ve prognoz hakkında bilgilenmeler, yakınların tedaviye katılımı

Bireysel faktörler

Psikolojik gelişim düzeyi, hayatta kalmayı anlamlı hale getiren hedefler (örn. Evli, çocuklu olmak). Başa çıkma yetenekleri, emosyonel olgunluk, felsefi, etik ve inanç sistemlerine bağlılık.

Kansere ait faktörler

Tutulan organ, devre,semptomlar (öz. Ağrı) ve prognoz.Vücut morfolojisinde veya fonksiyonlarında değişim, rehabilitasyon.Tedavi ekibinin psikolojik yaklaşımı.

Tedavi sürecinin psikolojik etkileri

Çocuk hasta için:

Belirli bir yaş grubunun altındaki hastalar ilk etapta hastalığın teşhisi ve takip eden günlerde fazla bir şeyin farkında değildirler. Hastalık hakkında bilgi sahibi olmadıkları için sadece fiziksel etkilerinden yakınıyorlar. Ancak tedavi süreci uzadıkça aile bireylerini ve arkadaşlarını normal hayatlarındaki sıklıkta göremeyen çocukların ‘Neden böyle oldu’ sorusuna cevap bulamayışının getirdiği bir sıkılma halinin ortaya çıkması mümkün.

Yardımcı olmak için: Bunu aşmanın tek yolu ise gerekli hijyen kurallarına azami ölçüde riayet ederek çocuğu görmek istedikleriyle sık sık görüştürmek.

Yetişkinler için: 

Yetişkinlerin başlangıçta hastalığı kabul etmemeye yönelik eğilimleri tedavi ilerledikçe yerini bir teslimiyete bırakır.  Hasta bir yandan uygulanan tedavi protokollerinin kendisindeki olumsuz yan etkilerinden yakınır bir yandan da hastalığın ilerleyen günlerde kendisine neye mal olacağını düşünmeye başlar. Onun için en kötü şey ölümü düşünmektir.

Yardımcı olmak için: Bununla baş etmelerini sağlamak için hastalıkla mücadeleyi başarıyla tamamlamış ikna gücü yüksek hasta öykülerini özellikle birinci ağızdan dinletmek faydalı olur.

Tedaviyi reddeden hastaya nasıl yaklaşılmalı?

Empati kurabilmek ve anlaşıldığını hissettirmek çok önemlidir. Hastalığın isminin gerçekten ürkütücü olduğu ancak tedavinin mümkün olduğundan bahsedilmeli ve tedavi olursa neler yaşayacak, ne gibi sıkıntılarla karşılaşacak yıkıcı olmadan aktarılmalıdır.Peki ya tedavi olmazsa “neler olabilecek”ten uzun uzun bahsedilmeli ve hastaya tedavinin sıcak yüzü aktarılmalıdır.

Hasta yakınlarının psikolojik sorunları

Tedavide iyi bir hastane, iyi bir hekim seçimi yapıp yapamadıkları sorusu kendilerini sürekli rahatsız eder.Zaman zaman daha iyi ekonomik koşullara sahip olsalardı hastalarına daha iyi bir tedavi sağlayacaklarını düşünüp eziklik yaşarlar.Tedavi sürecinde karşılaşılan yan etkiler hastada ne kadar umutsuzluk duygusu geliştiriyorsa aynı şey hasta yakını içinde geçerlidir.

Kanser nedeniyle hasta ve yakınlarının yaşadığı psikolojik travma

Hayatında bir kez bile onkoloji servislerinde yaşananlara tanıklık etmemiş insanlar günün birinde kendileri veya yakınlarına böyle bir tanı konduğunda baş edilmesi zor bir psikolojik travma yaşayacaklardır.

Hastalık sebebiyle hasta ve yakınlarının gösterdiği tepkiler:

Hasta ve hasta yakınları kanser teşhisi nedeniyle: korku , umutsuzluk, suçluluk, çaresizlik, vazgeçme, ölüm korkusu gibi birçok farklı reaksiyonlar gösterirler. Elizabeth Kubler Ross kanserin psikolojik aşamalarını şu şekilde sıralıyor: Reddetme-Öfke-İşbirliği-tedavi sürecine adaptasyon-Depresyon-Kabullenme.

Aile bireylerinde izlenen ortak duygular:

Aile fertleri sırasıyla şu duyguları yaşarlar: Başlangıçta reddediş, sonrasında mecburi kabullenme, suçluluk duygusu, yetememe hissi/korkusu, çaresizlik, gelecekten umutsuzluk, aşırı korku/anksiyete, huzursuzluk.

Anne-bananın hissettikleri

Çocuğuna hastalık tanısı konan anne-babalara ‘Yaşadıklarınızı nasıl tanımlarsınız?’ diye sorduğumuz zaman kaygılı cevaplar alıyoruz:

Anne: Unutkanlık, dalgınlık, cümle kurarken karmaşa, daha sinirli, sabırsız, tahammülsüz, süregelen yorgunluk, uykusuzluk, suçluluk, hiçbir şeyden zevk almama..

Baba: Yorgunluk, düşüncelerden dolayı uyuyamama, ekonomik yükün kaygıları, aynı anda hem çalışmaya hem  hastaneye yetişememe korkusu, erkek olduğum için kendimi güçlü göstermek zorunda olduğumu düşünmek, aşırı anksiyete, duygularımı gizleyememe korkusu. Bu yüzden gerçek kişiliğimi gizlemek zorunda kalmam.

Anne: Çocuğum bu durumu kabullendi ve çok üzgün değil. Durumun farkında değil. Ama onun anlık hissedip söylediği şey benim bir saniye olsun aklımdan çıkmıyor.
Çocuğumun sağlığı daha önemli olduğu için kendimi tamamen izole ettim. Mecburdum zaten. Sosyal hayatım durdu.
Baba: Bu hastalığın duygusal zorluğu kelimelerle anlatılmaz. Babayım, güçlü olmak zorundayım. Ağladığımı yada üzgün olduğumu görürlerse yıkılırlar. Ayrıca çok pahalı bir hastalık. İş, hastane, ev arasında mekik dokumak zorundasın bir baba olarak.  Sosyal hayatın bitiyor.

Terminal dönemde psikolojik ihtiyaçlar

Terminal döneme giren hastanın kaygılarının artması normaldir. Bu dönemde ailesine ve başkalarına yük olma, ölürken ağrı, sancı beklentisinde olma, hedeflediği birçok şeye ulaşmadan ölme düşüncesi, terkedilme korkusu gibi şeyler yaşanır. Hastanın ve ailenin psikolojik olarak desteklenmesi, aileyi yas sürecine hazırlama ve hastanın rahat ölümünü sağlamakla önemlidir. Ölüm sürecinin hasta ailesini derinden etkilediği bilinmektedir. Hastanın öleceğini öğrendikten sonra yaşanan duygusal tepkilerin tümü aile bireyleri tarafından da yaşanır. Aile yoğun olarak; keder, çaresizlik, tükenme hissi, suçluluk ve öfke hissedebilir.Son dönemlerin nerede geçirileceği en önemli sorunlardan biridir. Uygun şartlar sağlanırsa son dönemler için en iyi ortam kişinin kendi evidir. Hastalığın son dönemlerinde bulantı, ağrı gibi artan fiziksel rahatsızlıklar kişinin anksiyetesini de arttırır. Bu evrede depresyon ve deliryum da sıklıkla görülür.

Kanser hastalarında görülen psikolojik sorunlar

Kanser hastalarına en sık konan psikiyatrik tanılar uyum bozukluğu ve depresyondur. Kanser hastalarında görülen bir diğer psikolojik sorun ise Travma sonrası stres bozukluğudur. kanser hastalarında TSSB’ na yüksek oranda rastlanmıştır. TSSB hastalık tanısı konduğunda %5 oranlarında iken tedavi sürecinde yaşananlardan sonra bu oran %35 lere kadar çıkmaktadır. Yine kanser hastalarının çoğunda anksiyete bozuklukları yaygın şekilde görülmektedir.

Travma sonrası gelişim ve olgunlaşma

Önemli travmatik olaylar yaşayan kişiler bu travmadan sora veya travma ile başedebildiklerinde hayata ve olaylara karşı önceden sahip olmadıkları yeni bir bakış açısı geliştirebilirler. Bu da kişide olumlu değişikliklere yolaçar. Taylor 1983 e göre; Kanserden sonra hayatının daha doyurucu olduğunu söyleyenlerin oranı %53 ile %85 arasında bulunmuştur.

Kansere adaptasyonda yetersizliklerin sebepleri

  • Yalnızlık

  • Düşük sosyoekonomik düzey

  • Alkol ve/veya madde kullanımı

  • Premorbid psikiyatrik tanı

  • Kanser tecrübesi (yakınların kanser nedeniyle ölümü)

  • Son zamanlarda yaşanan kayıplar

  • Karamsar kişilik

  • İnanç ve değer sistemlerinin yokluğu

  • Sorumlulukların fazla olması

 

Kanser psikolojisi hakkında vaka örneği

2006 doğumlu Eren (6,5yaş) Ocak 2013 te öksürük nedeniyle hastaneye gidiyor ve araştırmalar sonucu Şubat ayında ALL tanısı alıyor. Tanıyı ilk duyduklarında tüm aile bireyleri inkar ediyor. Bir yanlışlık olduğunu düşünüyorlar.Pataloji raporunu hastaneden alan dede, o anını tuttuğu günlüğe şöyle yazacaktır:‘Raporun sonuç bölümünü okuduğumda adeta dondum. Sanki içimde hiç bir organım yokmuş gibi, duvara yaslandım ve bir sure öyle hissizce kaldım. Sonra terlediğimi farkkettim…’İlk şoku atlatan aile Allah’a teslim olmaya çalışıyor ve ‘Ne yapmalıyız’  ya da ‘neler yapabiliriz’I tartışmaya başlıyor. Erenin tedavisinin yoğun kısmı sorunsuz bir şekilde eylül ayında sonlanacekken bir problem oluyor ve uzaması gerekiyor. O ana kadar sesini hiç çıkarmayan Eren, artık dayanamıyor ve tedaviyi reddediyor henüz 7,5 yaşındayken.Aile bir bütün olarak sarsılıyor. Geniş ailenin dahi tüm hayatı, yaşama biçimleri, planları, beklentileri kısacası herşeyleri değişiyor. Psikolojik olarak en az Eren kadar etkilenen aile Allah’a sığınmaktan başka birşey yapamıyor.Anne daha umutsuz, üzgün, kaygılı bir ruh hali alırken daha tahammülsüz, sinirli ve unutkan bir hal alıyor. Baba her zamankinden daha stresli, daha sinirli ve gergin. Maddi olarak yetişebilme çabası içersinde ve en küçük harcamayı bile hesaplar duruma gelmiş. Ya acil bişey olursa!

 

Kanser psikolojisi ve bu süreçte yaşananlarla ilgili bir başka vaka örneği okuyun

Çocukluklarda görülen travma sonrası stres bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin

Travma sonrası stres bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin

Yayın tarihi: 15/06/2015

© İzinsiz alıntı yapılamaz. web sitelerine kısmi alıntılar için izin verilen kaynak gösterme şekli:
www.onlineterapiler.com sitesinden alınmıştır (link çalışır ve arama motorlarınca taranabilir şekilde eklenmelidir).
Bu makale istanbul esenyurt üniversitesi klinik psikoloji ders notlarından alıntılar içermektedir.

|© 2015 www.onlineterapiler.com online terapi sitesi Tüm hakkı saklıdır